Gerontoloji Hastalığı Nedir? Toplumda Yaşlılık, Güç ve İktidar İlişkileri Üzerine Siyaset Bilimi Perspektifi
Yaşlılık, toplumların en dinamik ve en az anlaşılan süreçlerinden biridir. Toplumun yaşlı nüfusuna bakış açısı, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal, siyasal ve ekonomik bir sorundur. Bir siyaset bilimci olarak, yaşlılık ve gerontoloji hastalığı (gerontoloji: yaşlılık bilimi) üzerine düşündüğümüzde, yaşlıların toplumdaki rolü, güç ilişkileri, iktidar yapıları ve vatandaşlık hakları üzerinden şekillenen toplumsal düzenin karmaşık yapısını anlamamız gerektiğini görüyoruz. Yaşlılık, güç, toplum ve ideolojinin iç içe geçtiği bir noktada duruyor.
Gerontoloji Hastalığı: Toplumda Bir Problem mi, Yoksa Siyasetin Bir Yansıması mı?
Gerontoloji hastalığı, aslında bir “hastalık” olmaktan çok, yaşlanma sürecinin toplumdaki belirli sosyo-ekonomik ve politik yapıların etkisiyle nasıl şekillendiğini anlatan bir kavramdır. Her yaş grubu için belirli toplumsal normlar ve ideolojik yapılar vardır. Yaşlılık ise, çoğu zaman bu yapılar içinde dışlanan, marjinalleştirilen ve ihmal edilen bir durum olarak karşımıza çıkar. Ancak, bu dışlanmışlık sadece biyolojik bir süreçten kaynaklanmaz. Aksine, iktidar ilişkileri, kurumlar ve ideolojiler tarafından şekillendirilen bir sosyal yapının ürünüdür. Peki, bu yapıyı nasıl anlamalıyız?
Yaşlılık, toplumsal bir hastalık mı, yoksa iktidar ve güç ilişkilerinin bir sonucu olarak mı ortaya çıkmaktadır? Toplum, yaşlıları “önemli” olarak mı görür, yoksa onları “gereksiz” olarak mı dışlar? Gerontoloji hastalığı, bu soruları sorgulamamıza neden olmaktadır.
İktidar ve Yaşlılık: Güç İlişkilerinin Dönüşümü
Yaşlılık, genellikle toplumda gücün merkezinden uzaklaşan bir kimlik olarak algılanır. Bu bağlamda, iktidar ilişkilerinin bir sonucu olarak, yaşlılar genellikle dışlanmış, ikinci sınıf vatandaşlar olarak görülür. İktidar, gençlerin ve üretken kesimlerin elindedir. Yaşlıların birçoğu, üretim süreçlerinde yer almadıkları, iş gücüne katılmadıkları ve dolayısıyla ekonomik olarak “gerekli” sayılmadıkları için, toplumsal düzende ikincil bir rol üstlenirler. Gerontoloji hastalığı, bu ikincil yerleşimden beslenen bir sorundur.
Kurumlar ve Yaşlılık: Yaşlıların Toplumdaki Yeri
Yaşlılara yönelik politikalar, toplumsal kurumlar tarafından şekillendirilir. Yaşlılar için sağlık hizmetleri, emeklilik düzenlemeleri ve sosyal yardımlar gibi politikalar, devletin yaşlılar üzerindeki etkisini gösteren temel mekanizmalardır. Bu kurumlar, yaşlıları toplumsal hayatın bir parçası olarak kabul etse de, gerontoloji hastalığı bazen bu kurumların eksiklikleri ve ayrımcı yapıları nedeniyle şiddetlenebilir. Bu noktada, kadınların ve erkeklerin toplumsal katılımı ve bu katılımın güç dinamikleri farklılıklar gösterir.
Kadınlar ve Yaşlılık: Demokratik Katılım ve Toplumsal Etkileşim
Kadınların yaşlılıkla ilişkisi, toplumun kadınlara biçtiği rol ile şekillenir. Geleneksel olarak, kadınlar daha fazla sosyal ve ailevi sorumluluk taşırken, erkekler iş gücünde daha fazla yer alırlar. Bu sosyal yapının içinde, kadınların yaşlılık dönemine eriştiklerinde de daha fazla dışlanma, yoksulluk ve ayrımcılığa uğramaları muhtemeldir. Kadınların yaşlılık dönemindeki hakları, toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretildiği bir zemin olarak karşımıza çıkar.
Yaşlı kadınların toplumsal etkileşimi, erkeklere kıyasla daha fazla marjinalleşmiş, toplumda daha az görünür olmuştur. Yaşlı kadınların toplumdaki demokratik katılımı, erkeklere oranla daha az desteklenmekte ve genellikle ev içi rollerle sınırlı kalmaktadır. Gerontoloji hastalığının etkileri, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle birleşerek, yaşlı kadınların daha fazla sosyal dışlanmaya uğramasına neden olur.
Erkekler ve Yaşlılık: Güç, Strateji ve Sosyal Katılım
Erkeklerin yaşlılıkla ilişkisi, genellikle daha stratejik ve iktidar odaklıdır. Erkekler, gençliklerinde sahip oldukları iş gücü ve ekonomik güçle, yaşlılık dönemine girdiklerinde daha az dışlanma riski taşırlar. Ancak, yaşlandıkça, iktidar pozisyonlarından düşme ve toplumsal statü kaybı, erkekleri de etkileyen bir gerontolojik sorundur. Yaşlı erkeklerin güç ilişkilerindeki dönüşüm, kadınlarla kıyaslandığında daha belirgin bir şekilde toplumsal işleyişi belirler. Bu, erkeklerin yaşlılık dönemlerinde de toplumda etkileşimde bulundukları alanların genellikle daha fazla olduğunu gösterir.
Sonuç: Gerontoloji Hastalığının Toplumsal Dinamikleri ve Geleceği
Gerontoloji hastalığı, sadece yaşlılıkla ilgili biyolojik bir sorundan ibaret değildir. Yaşlılık, iktidar ilişkilerinin, toplumsal kurumların ve ideolojik yapılarla şekillenen bir toplumsal hastalıktır. Toplum, yaşlıları yalnızca biyolojik bir süreç olarak değil, aynı zamanda gücün, ideolojilerin ve vatandaşlık haklarının nasıl örgütlendiğiyle şekillenen bireyler olarak görmelidir. Toplum, yaşlıları ihmal etmekle kalmaz, onları bu yapının dışına atarak daha büyük bir toplumsal ayrışma yaratır.
Peki, yaşlılık toplum için bir tehdit mi, yoksa bir fırsat mı olmalı? Yaşlılık, gücün yeniden dağıtılması için bir fırsat yaratabilir mi? Toplumun yaşlılara daha adil bir yer açması, iktidar yapılarının yeniden şekillenmesini sağlayabilir mi? Gerontoloji hastalığının çözümü, toplumsal eşitlik ve katılımı teşvik eden yeni bir güç dinamiği yaratmakta mı yatıyor? Bu sorular, toplumsal yapımızı yeniden sorgulamamıza neden olmalıdır.
Etiketler: gerontoloji hastalığı, yaşlılık,
toplumsal cinsiyet ve yaşlılık
,
iktidar ve yaşlılık
,